What I Saw

25 Eki 2022

Kıbrıs Postası'nın eski gazetecisi Percy Arnold, adayla ilgili anılarını 1956 yılında kaleme aldığı ‘’Kıbrıs’ın Mücadelesi’’ adlı kitabında bahsetmiştir.

Kıbrıs Postası'nın eski gazetecisi Percy Arnold, adayla ilgili anılarını 1956 yılında kaleme aldığı ‘’Kıbrıs’ın Mücadelesi’’ adlı kitabında bahsetmiştir.

Hükümet Sarayında kendimi mutlu hissetmememin çeşitli nedenleri vardır. - Sanırım ben kuralın istisnası olmuş olmalıyım – Ne zaman oraya gitsem hep aklıma Versailles'deki Marie Antoinette gelirdi; kendisine saraya doğru yürüyen kalabalığın ekmek diye haykırdığı söylenmişti ve o da bunu duyunca şöyle sormuştu: ‘’Ama neden pasta yemiyorlar?’’

Lefkoşa'da o kadar çok yoksul ve bakımsız ev, ve de Kıbrıs ovasında o kadar çok ilkel yaşamın olduğu köy görürdüm ki, Hükümet Sarayı'ndayken bunları unutmak mümkün bile değildi. Sanırım Hükümet Sarayı’nın gecekondular duvarlarına dayanmış olsaydı Lefkoşa'da, bunu bu kadar fazla hissetmeyecektim, ancak yükselen zeminde, şehrin sıcağından ve tozundan uzakta, Hükümet Sarayı çok sessiz, çok sakin, Kıbrıs'ın gerçeklerinden çok uzak görünüyordu ve orada sıradan insanların temsilcilerini hiç göremiyordum, bu da adanın diğer zorluklarından ayrılan mesafeyi vurguluyor gibiydi. Hükümet Sarayı'ndaki etkinlikte bir kez bile işçi partisinden bir belediye başkanı ya da bir sendikacıyı dahi hiç görmemiştim.

Barış kutlamaları sırasında Bay Charles Woolley tarafından verilen eğlencelerden biri olan bahçe partisine adanın dört bir yanından gelen İngiliz ve Kıbrıslı sivillerin yanı sıra çok sayıda ordu mensubu ve K.H.K subayı ve birkaç deniz subayı katılmıştı- Çünkü Kıbrıs Malta gibi değildi. Kıbrıslı bir editörün eşine Hükümet Sarayı’nın büyük partiler düzenlemek için iyi bir yer olduğunu söyledim. O da üzülerek bana cevap vermişti: "Evet, bunun için ağır vergiler koyduk."

Kıbrıs'taki Hükümet Sarayı, bakanlık ofislerine yaklaşık bir mil uzaklıktaydı. Diğer kolonilerde de, koloninin oldukça büyük olması şartıyla, Hükümet Sarayı genellikle bakanlıktan en az bir mil uzaklıkta yer almaktaydı. Bunun sadece ve sadece iki nedenden ötürü yapıldığına inanıyorum: dosyaların ve hatta yetkililerin bakanlıktan başkanın kutsal mekanına seyahat etmelerini idari açıdan zahmetli hale getirmek için. ikincisi ise, valiyi fildişi bir kaleye kapatarak, çoğu valinin başka hiçbir şekilde ulaşamayacağı bir tanrı konumuna yükselmesine katkı sağlamak için. Uzun bir antropolojik geçmişe sahip olan valilerin tanrılaştırılması, bir süreliğine sömürge yönetiminin ayrılmaz bir parçası olmuştu.

Daha Fazlasını Keşfedin